NZvjJ. Sağlıklı Yaşam Proje Çalışmaları Sağlıklı yaşam ve beslenme ile ilgili projeler kapsamında tespit edilen program detaylarıyla birlikte yürütülmektedir.
Akademik Geriatri Derneği tarafından gereçekleştirilecek olan “Yaşlılarda Beslenme, Geriatri Hastalarını Bilinçlendirme ve Farkındalık Kampanyası” kapsamında Kasım ve Aralık ayı boyunca, yaşlı bireylere yönelik İstanbul, İzmir ve Ankara’da bulunan Yaşlı Bakım Ve Rehabilitasyon Merkezlerinde “Yeterli Beslen, Sağlıklı Yaşlan” sloganıyla etkinlikler düzenlenecek. 65 yaş ve üzerindeki bireyleri sağlıklı beslenme ilkeleri konusunda bilinçlendirmek, beslenmede yapılan yanlışlıklar hakkında uyarmak, zayıflamanın sadece doktor kontrolünde olabileceğini anlatmak ve gerektiğinde bir hekime başvurmaları konusunda yönlendirmek amacıyla başlatılan kampanya ile “başarılı yaşlanabilmeyi” ve yaşlılarımızın bağımsız yaşamaları hedeflenmektedir. Uzun vadede yaşlıları sağlıklı ve üretken olan bir Türk toplumu olabilmeyi umuyoruz. Yaşlanmayla birlikte hastalık sayısı ve kısıtlılıklar artmakta bunda rol oynayan faktörlerden biri olan beslenme, yaşlıda daha da önemli hale gelmektedir. Kampanya ile huzurevlerindeki yaşlı bireyler ve toplumdaki diğer yaşlı bireylerin ve toplumun doğru beslenme ve diyet konusunda daha bilinçli olması hedeflenmektedir. İlki İstanbul’da 15 Kasım 2017 Çarşamba günü Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yapılan etkinlik sayesinde, huzurevi sakinlerine önemli başlıklarda sunumlar gerçekleştirildi. Etkinlikle sakinlerden gelen sorular yanıtlandı, bilgilendirici broşür dağıtıldı ve puzzle hediye edildi. DÜNYA NÜFUSU YAŞLANIYOR Akademik Geriatri Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz Suna Erdinçler, “Yaşlılarda Beslenme, Geriatri Hastalarını Bilinçlendirme ve Farkındalık Kampanyası” kapsamında şu açıklamalarda bulundu "Dünya nüfusunun yaşlanmasına paralel olarak Türkiye’de de yaşlı nüfus artmaktadır. TUİK verilerine göre ülkemizde 2016 yılında 65 yaş ve üzeri nüfus yüzde 8,3’tür. Doğuşta beklenen yaşam süresi de 78 yıl olmuştur. Dünya nüfusunun yaşlanması ile Geriatri ve Gerontoloji Bilim Dallarına ihtiyaç artmıştır. Geriatri Bilim Dalı; 65 yaş ve üstü bireylerin hastalıkları, fonksiyonel durumları, yaşam kaliteleri, koruyucu hekimlik uygulamaları ve toplum yaşlanması ile ilgilenen bilim dalıdır. Amacı, yaşlının mevcut sağlığını korumak, hastalıklarını tedavi etmek, bağımsız olarak yaşamını sürdürmesine yardımcı olmak ve yaşam kalitesini artırmaktır. Yaşlanmayla birlikte hastalık sayısı ve kısıtlılıklar artmakta bunda rol oynayan faktörlerden biri olan beslenme yaşlıda daha da önemli hale gelmektedir. “Yeterli Beslen, Sağlıklı Yaşlan” kampanyası ile yaşlının besin ihtiyaçları, gençlerden farklılığı, yeterli besin öğelerinin alımının sağlık üzerine olan etkilerini vurgulamak, bu konuda yaşlı ve yakınlarını bilgilendirmek amaçlanmıştır. Yetersiz beslenme malnütrisyon gelişmiş ülkelerde bile önemli ve sık görülen bir sağlık problemi olmayı sürdürmektedir. Yetersiz beslenme vücuttaki her organı ve dokuyu etkileyen bir durumdur. Yaşlanmayla organlarda meydana gelen değişiklikler, rezervlerin azalması, birden fazla hastalığın olması, çok sayıda ilaç kullanımı, psikolojik ve sosyal faktörler nedeniyle yaşlılar yetersiz beslenmenin olumsuz etkilerine daha duyarlıdırlar. YETERSİZ BESLENME ÇEŞİTLİ SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇIYOR Yetersiz beslenmenin; bağışıklık sisteminde bozulma, infeksiyonlara eğilim, yara iyileşmesinde gecikme, bası yaraları, kemik erimesi, kas kaybı, hastalıklardan iyileşmenin gecikmesi gibi olumsuz etkileri vardır. Yaşlının ideal kilosu erişkinden farklıdır. Erişkin için kilolu olarak kabul ettiğimiz vücut kitle indeksi değerleri, yaşlı için arzu edilen değerlerdir. Kilosu normal veya biraz üzerinde olan yaşlıların günlük yaşam aktivitelerinde daha başarılı olduğu görülmüştür. Yine, zayıf olan yaşlılara göre normal kiloda veya fazla kilolu olan yaşlıların hastalıklarının tedavisinde başarı oranı da daha yüksektir. Gençlik ve orta yaş dönemlerindeki kilo fazlalığının, şişmanlığın zararlı sonuçlarını biliyoruz. Yaşlılıkta ise erişkin dönemindeki aynı beslenme ile devam etmek sağlık problemlerine yol açabilir. Yaşlının ideal vücut ağırlığı korunmalıdır. Uzmana danışmadan yaşlının zayıflamak için diyet yapması doğru değildir." NASIL SAĞLIKLI BESLENİRİM? YAŞLI BESLENMESİNE YÖNELİK ÖNERİLER Yaşlı beslenmesine yönelik tavsiyelerde bulunan Akademik Geriatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Geriatri Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Akif Karan, ise şunları söyledi "Kişinin hastalıklarına göre bu önerilerde değişiklik yapılması gerekebilir. Bu nedenle daima hekimlerimize ve diyet uzmanlarına danışmalıyız. 1. Öğün sayısı artırılmalıdırBağırsaktaki enzim ve emilim kapasitesindeki azalma ve yavaşlamaya bağlı olarak günlük tüketilmesi gereken besinler daha fazla sayıda öğüne 5-6 bölünerek alınmalıdır. Yaşlılarda öğün atlanması yetersiz beslenmenin bir göstergesidir. Genellikle sabah kahvaltısı atlanmaktadır. Tüm gece açlık sonrası güne sağlıklı başlayabilmek için mutlaka sabah kahvaltısı yapılmalıdır. Kahvaltı yapmak kadar kahvaltıda tüketilen besinlere de dikkat edilmelidir. Çay yerine süt, taze sıkılmış meyve suları veya bitki çayları tercih edilmelidir. Reçel, yağ gibi sadece enerji içeriği yüksek besinler yerine az yağlı peynir, yumurta gibi proteinden, domates-salatalık gibi vitamin ve minerallerden zengin besinler yenilmelidir. 2. Besin çeşitliliği sağlanmalıdırHer ana öğünde besin çeşitliliği sağlanarak, ihtiyaç duyulan miktarlarda besin tüketilmelidir. Yine farklı öğünlerde, aynı besin grubundan farklı besinler seçilerek çeşitlilik ihtiyacı olan tüm besin öğelerini tek başına sağlayan mucize bir besin yoktur. Besinler içermiş oldukları besin öğelerine göre dört grupta sınıflandırmak mümkündür. - Süt ve süt ürünleri - Et ve benzeri besinler et, yumurta, kuru baklagiller, yağlı tohumlar- Taze sebze ve meyveler- Ekmek ve tahıl grubu pirinç, bulgur, vb. Örneğin, bir öğünde sebze grubundan yeşil yapraklı sebzelerden tüketilirse, diğer öğünde sarı-kırmızı sebzelerden seçim yapılmalıdırbütün renkler birlikte aynı öğünde de yenilebilir. Ispanak, marul, brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler folik asitten, havuç A vitamininden zengin iken karnıbahar, yeşil biber, lahana, domates, C vitamininden kuru baklagiller tahıllar ile birlikte tüketildiğinde eksik amino asitler dengeleneceğinden protein kalitesi artar. Et yemekleri, yumurta ve kuru baklagil yemeklerinin yanında yeşil biber, maydanoz, domates, taze sıkılmış meyve suyu gibi C vitamini kaynağının tüketilmesi demir emilimini 2-3 kat artırır. Süt grubu besinler kalsiyum ve riboflavinden zengindir. Yoğurt, süte göre folik asitten daha zengindir. 3. Yeterli miktarda protein tüketilmelidirProteinler kaslarımızın yapı taşıdır. Her öğünde protein içeren gıdalardan et, tavuk, balık, kuru baklagiller, süt ve ürünleri, peynir, yoğurt, kefir, yumurta tüketilmelidir. Günde 9-10 birim miktarında protein alımı Birim Protein = 1 köfte = 1 orta boy yumurta = 1 kibrit kutusu kadar peynir = 1 orta boy su bardağı kadar süt/yoğurt/kefir = 3-4 yemek kaşığı kuru baklagil = 5 hamsi = 2 istavritYeterli protein alımı için bir gün içinde yenilmesi gereken besin maddeleri- 3-4 adet köfte veya aynı miktarda kırmızı et, tavuk, balık veya 9-10 yemek kaşığı kuru baklagil- 2 kibrit kutusu kadar peynir - 1 yumurta- 3 su bardağı kadar süt/yoğurt/kefirHayvansal kaynaklı proteinler Kırmızı et, beyaz et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleriBitkisel kaynaklı proteinler Kuru baklagiller nohut, fasulye, bezelye, mercimek, tahıllar buğday, pirinç, yulaf, yağlı tohumlar fındık, ceviz, badem, sebzelerkalsiyum ve demir yönünden zengindir. 4. Doymuş yağ tüketimi azaltılmalıdırDiyette yağın azaltılmasında; - Kırmızı et haftada 2 kez yenilip diğer günlerde derisiz tavuk veya hindi eti tercih edilmeli,- Etler görünen yağlarından temizlenmeli, et yemeklerine ilave yağ eklenmemeli,- Besinlerin yağı azaltılmış “light” olanları tercih edilmeli “light” süt, “light” yoğurt, “light” peynir vb,- Yağ içeriği yüksek özellikle margarin içeren bisküvi, kraker ve kek gibi paketli ürünler tüketilmemeli, - Yemekler hazırlanırken yağda kızartma yerine ızgara, fırında pişirme ve haşlama yöntemleri uygulanmalıdır. - Çoklu doymamış yağ asitleri özellikle omega-3 yağ asitleri içeriği nedeniyle, yaşlılar haftada en az iki kez balık yenilmelidir. Bu yağ asitlerinin görme, bilişsel fonksiyon, kemik-eklem hastalıkları, kan lipidleri üzerine olumlu etkilerinin olduğu bilinmektedir. 5. Sebze ve meyve tüketimi artırılmalıdırVitaminler, mineraller ve fitokimyasal olarak isimlendirilen ögelerden zengin olan, sebze ve meyvelerin bol ve çeşitli tüketilmesinin kalp hastalıkları, bazı kanser türleri ve insüline bağlı olmayan diyabetten korunmada, etkili olduğu ve meyveler pişirilerek veya çiğ olarak tüketilebilir. Pişirme, birçok sebzenin aromasını arttırır ve sindirimini kolaylaştırır. Çiğneme ve yutma güçlüğü olan yaşlılar genelde tüm sebze ve meyveleri pişirerek tüketme yolunu tercih edebilirler. Ancak, aşırı pişirilmiş sebzelerde besin öğelerinde kayıplar oluşur. Sebzelerin besleyici değerini kaybetmemeleri için yağda kızartma yerine kendi suyunda pişirme yöntemi tercih edilmeli ve pişirme suları dökülmemelidir. Aksi takdirde suda eriyen vitaminlerde önemli kayıplar oluşmaktadır. 6. Şeker tüketimi azaltılmalıdır Şekerler, basit karbonhidrat kaynağıdır. Yaşlılar duyu kaybı nedeniyle tuzlu ve şekerli besinleri daha çok tercih ederler. Yaşlı beslenmesinde basit şeker çay şekeri, reçel, bal vb. tüketimi azaltılmalıdır. Bunların yerine kompleks karbonhidratlardan rafine edilmemiş tahıllar, kuru baklagiller zengin besinler tercih edilmelidir. Basit şekerler sadece enerji sağlarken, kompleks karbonhidratları içeren besinler ile enerjinin yanı sıra vücut çalışması için gerekli olan protein, vitamin, mineraller ve posa sağlanmış olur. 7. Posa tüketimi artırılmalıdırPosa içeriği yüksek besinler sırasıyla kuru baklagiller, tam buğday taneli ekmek, tahıllar ve sebze meyvelerdir. Posa; şeker hastalığı, kanser ve koroner kalp hastalığı riskini azalttığı gibi bu hastalığı olan yaşlılarda tedavi edici özellik taşır. Kabızlığı önler, bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesi açısından önem taşır. Ayrıca kalın bağırsak kanseri oluşum riskini azaltır. Yaşlılarda yeterli posa alımının sağlanmasında; kuru baklagil yemekleri haftada 2-3 kez tüketilmeli, sebze ve meyve tüketimi artırılmalı ve esmer ekmekçavdar, tam buğday, kepekli ekmek tercih edilmelidir. 8. Su ve diğer sıvılar yeterli miktarda tüketilmelidirYaşlıların günde en az 2 litre sıvı tüketmesi gereklidir. Gereksinmeyi karşılamak için günde 8-10 bardak sıvı tüketilmesi uygun olacaktır su ayran, taze sıkılmış meyve suyu. Çay, kahve, asitli içecekler, hazır meyve sularından kaçınmalıdır. Susamayı beklemeden belirli aralıklarla su içmelidir. Yeterli su veya sıvının tüketilmesi; normal böbrek fonksiyonlarının sürdürülmesi, idrar yolları enfeksiyonları, böbrek taşları ve kabızlığın önlenmesi açısından gereklidir. 9. Kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketilmelidirYeterli kalsiyumun alınması kemik mineral kaybını azaltır, kemik sağlığının korunmasında önemli rol oynar. Bu nedenle yaşlılıkta kalsiyum içeriği yüksek besinler tüketilmelidir. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve süt türevleridir yoğurt, peynir, çökelek vb.. Yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve pekmez de kalsiyumdan zengindir. Kalsiyumun vücutta kullanılabilmesi için D vitaminine gereksinme vardır. Besinlerle D vitamini gereksinmesi karşılanamadığından yaşlıların güneş ışınlarından yeterince yararlanması sağlanmalıdır. Evde cam arkasından güneşlenmede, ultraviyole ışınları camdan geçemediği için vücutta D vitamini sentezi yapılamaz. 10. Tuz ve sodyum tüketimi azaltılmalıdırAz tuzlu besinler tercih edilmelidir. Sofrada yemeklere tuz eklenmemelidir. Tuz kısıtlaması yapılan yaşlılarda az tuzlu ve tuzsuz pişirilen yemeklere çeşitli baharatların eklenmesi, lezzeti artıracağından tüketimi kolaylaştıracaktır. 11. Alkol ve sigaradan kaçınmalıdırAlkolün sağlık üzerine olumsuz etkileri vardır. Aşırı alkol tüketiminin karaciğer, beyin, kalp kası hasarına, ülser, pankreas iltihabı, sindirim sistemi kanserleri, hipertansiyon, demans ve depresyonu neden olduğu bilinmektedir. Sigara bazı kanser türleri, damar sertliği, beslenme yetersizliği, kemik erimesi ve kırıklara neden olur. Antioksidan vitamin ihtiyacını artırır. 12. İdeal vücut ağırlığı ve kas gücü korunmalıdırYaşlılarda kilo kaybına ve kilo almaya dikkat edilmelidir. Bu değişikliklerin zamanında fark edilebilmesi için, haftalık olarak vücut ağırlığı izlenmelidir. Son altı aylık zaman diliminde kg istem dışı kilo kaybedilmesi veya kilo alınması beslenme bozukluğunun bir göstergesi olarak kabul edilmeli ve nedenleri araştırılmalıdır. Şişmanlık sorunu ve istem dışı kilo kaybı olan yaşlıların mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir."
Bu yazımızda sağlıkla ilgili yazı kısa kısaca olarak bilgi aktaracağız. Sağlık, bir canlının sağ olma durumu olarak tanımlanabilir. Sağlık vücut sistemlerinin dengesini ve özelliğini koruması olarak da açıklanabilir. Sağlık insan için hayatta kalma şartlarının en iyi durumda olmasıdır. Sağlıklı insan hayatını idame ettirirken rahat olur. Sağlıklı kalmak spor yapmak ve dengeli beslenmekle sağlanır. Bu da temel ihtiyaçlarla giderilir. Beslenme, barınma, korunma ihtiyaçları temelde sağlığı korumak içindir. Bizim toplumumuzda yeme içme ve kültürü ve geleneksel spor faaliyetleri yerleşik bir hal almıştır. Ülkemizde her bölgenin kendine has yöresel yemekleri organik ve dengeli beslenmenin en sağlıklı yollarını oluşturmaktadır. Geleneksel spor faaliyetlerimiz binicilik, atıcılık, güreş de insanı dinç ve zinde tutan alışkanlıklarımızdır. Spor, beslenme ve temiz olma şartları sağlık için vazgeçilmez şartlardır. Sağlığın temelinde yer alan bu kavramlar olmazsa sağlıklı yaşamak mümkün değildir. Spor yapma günün belli saatlerinde sürekli olarak yapıldığında faydalı olan bir faaliyettir. Beslenme ise dengeli bir şekilde devam ettirilmesi gereken ve belli saatlerde mutlaka gerçekleşmesi gereken bir faaliyettir. Temizlik ise kişisel ve çevresel olarak değişmekle birlikte çok gereklidir. Temiz olmak sağlıklı olmanın ilk şartıdır. Bizim toplumumuzda sağlam kafa sağlam vücutta bulunur anlayışı yaygındır. Sağlık vücudun dinç olması, zinde olması, vücut sistemlerinin işleyişinin yerinde olması gibi etkenlerle insan hayatını şekillendirir. İnsanların daha uzun yaşaması için daha sağlıklı yaşaması gerekir. Sağlıkla İlgili Yazı Kısa Hakkında Yorumlarınızı Aşağıdan Hemen Yazabilirsiniz.
Sağlık meslek mensubu ve hasta arasındaki iletişimin ağırlığını azaltacak en önemli faktör yaptırım gücü olan şikayeti değerlendirici halkla ilişkiler birimidir. Özellikle sağlık kurumlarında yataklı tedavi hizmeti sağlama özelliğini göstermesiyle otelcilik hizmeti sağlık yöneticisi tarafından verimli işletilebilmesi için halkla ilişkiler bölümüne daha fazla önem gösterilmelidir Hastaların şikayetleri değerlendirilmesi halinde yönetim ve yöneticilerin çalışmaları daha da yakından denetlenebilir. Eksikliklerin giderilebilmesi veya aksaklıkların çözülebilmesi halkla ilişkileri biriminin raporlarına gerek olacaktır. Şikayet eden hastanın elde ettikleri ve şikayet edilen süreci iyileştirmeleri halinde sağlık kurumlarının başarılarından bahsedilebilir. Hastaların kurumlara olan sadakatlerini artırarak, Pazar paylarını ve karlılıklarını artırmak bir önemli seçenek kurumunun halkla ilişkiler süreci boyunca hastanın görüşlerine yer verilen anket değerleri, diğer sağlık personeli ve hemşireler tarafından yapılması doğru olabilecek geri bildirimleri alınmasını engelleyebilir. Bununla beraber hasta bilgilerinin ad ve soyad geri bildirim sürecinde şikayetlerin saklanmasında yol açabilir. Nihayetinde en doğru bildirim ise elde edilen sonuçların doğru bir şekilde değerlendirerek, sağlanan hizmette bir aksaklığın olması durumunda, başta hastanın kendisi olmak üzere ve diğer yakınlarının talepleri doğrultusunda düzeltmeye gitmek en doğrusu olacaktır. Gösterilebilecek kurumsal bir iletişimde hizmet alıcılar hasta ve yakınları kendi fikirlerinin dikkate alındığını bilmeleri halinde, aidiyet duyguları gelişir ve sağlık kurumuna bir bağlılık Personeli ve Hasta İletişimi Nasıldır?Sağlık bilimci ve hasta arasındaki iletişim durumuna bir bilimci olan Emanuel ve Emanuel tarafından ele alınmıştır. Sağlık personeli ve hasta arasındaki ilişkinin dört farklı kategoride babacıl olarak ifade edilebilirBilgilendirici inlformativeYorumlayıcı interpretive ve diğeriMüzakereci deliberative olarak personeli etkileşiminden doğan, hastanın sağlığını ve iyiliğini en iyi gerçekleştirecek bakım ve tedavisi sağlık personeli tarafından gerçekleştirilir. Burada emredici rol sağlık personeline aittir. Hastaya çocuk gözüyle bakılır. Burada emir dinlemeye mecbur hisseden taraf hasta iken ihtiyaç duyulan tedavinin sağlanması sağlık personelinin tecrübe, bilgi ve becerileri kullanılır. Uygun görülen tedavi yöntemini hastaya sormadan uygulama eğilimine grubun en önemli özelliği ise hastaya koruyucu gibi davranan, en iyi olanını belirten ve uygulayan fakat hastaya güvenmeyen ve onu duymayan otokratik diyebileceğimiz, her zaman ben bilirim davranışlarını sergileyen onun adına karar alan hekimler ve sağlık personelleri bu guruba ModelBilgilendirici model de kişinin hastalığı konusunda hekim detaylı bilgiler verir. Hastalığı, yapılması uygun olabilecek tedavi yöntemini, bu yöntemin riskini ve faydaları gibi konularında bilgilendirmeler yapar. Nihai kararı hastaya bırakır. Hasta tam olarak olup biteni bilemediğinden desteğe ihtiyacı olacaktır. Bu modele göre hasta destekten yoksun kalırken diğer bir taraftan doktor tedavi süreçlerinde üzerinde atamayacağı hasta sorumluluğunda kurtulmaya çalıştığından dolayı bilgilendirici modelin faydalı olduğunu söylemek mümkün ModelBu modelde herhangi bir zorlama söz konusu değildir. Hekim davranış biçimini hastaya zorla kabul ettirmez. Hastayı bilgilendirdikten sonra kararı yine hastaya bırakılır. Bu doğrultuda hekim hastanın talep etmiş olduğu tedavi yöntemini ModelMüzakereci model de hekim, hastanın sağlık durumuyla ilgili bilgiler verir. Uygun olabilecek tedavi modellerini açıklar ve hastayla beraber müzakere eder, tedavi yollarını hastanın hangi tedaviye uygun olabileceğini ortaya koyar. Bu modelde hekim, hastasına uygun olabilecek en ideal ve etkili olması gerektiğine inandığı tedaviyi önerebilmektedir. Ayrıca hastanın aklına takılan soru işaretlerini gidermeye çalışarak yardımcı ile hekimler arasında sorunlar ve bunların çözme yollarıyla ilgili yapılan bilimsel araştırmalarda sorumluluklar, roller, haklar ve beklentiler gibi konular dışında, hasta ve hekim ilişkilerini engelleyen faktörler hastaya duyulan güvensizlikler, hastayla empati kuramama, değer verememe olarak bir empati yaklaşımında hastaya ait duygu ve düşünceleri anlamak gerekirken, bunları sadece anlamak empati için yeterli olmayacaktır. Hastanın hissettiklerini, yaşamış olduğu etkileri, düşünceleri anlamak gerekir. Tıpkı çok önceleri çekilen ve halen popüliterliğini koruyarak devam eden Patch Adams filmi gibi. Hastanın duygu ve düşünceleri tam olarak anlaşılamaması halinde empati kurma durumu tam olarak yerine getirilememiş yetersiz bilgilendirilmesi, terminolojik terimlerin çoğunluğu, dinlenememe, yoğunluğa bağlı zaman azlığı şeklinde diğer sebepler olarak gösterilebilir. İstenilen seviyede bir ilişkinin varlığında söz edilebilmesi için hem doktorların hem de hastaların olumlu katkılarının olması gerekir. Bu katkıların başında ilgili olma, sabırlı ve hoş görülü davran, herkese eşit davranma, güven duygusu sağlama, yardım edici davranışlar gösterme sağlık meslek mensubu ve diğer çalışanların Personelinin Birbiriyle İletişimi Nasıl Olmalıdır? Yapılan bilimsel araştırmalarda sağlık personellerinin kendi aralarında yaşamış oldukları en büyük sorun, meslektaşlarının mesleki yeterliklerine sahip olmamaları düşünmeleridir. Bu oranın %67 seviyelerinde olduğu dikkat edilmesi gereken önemli bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Sağlık kurumlarında hastanın doktora duymuş olduğu güveni doktorun doktora duymaması dikkat araştırmalar kapsamında nitel denilebilecek çalışmalar incelendiğinde ise doktorların aslında dikkat çekmek istedikleri hususlar etik kurallara uyulamaması, güvensizlik ve mesleki güncelliğini koruma çabasının olmaması olduğu ortaya çıkmıştır. Yine farklı bir bilimsel çalışmada hekimlerin %28’ kişilik yapılarından dolayı meslektaşlarıyla sorunlar yaşadıklarını dikkat edilmesi gereken önemli bir husus aynı sağlık kurumunda çalışan hekimler meslekleri itibariyle birbiri içinde etkileşim halindedir. Birinin yapmış olduğu çalışma bir diğerinin yaptığı tedaviyi de etkileyebileceğinden, bu iletişimler ve etkileşimler doğru yönetilmediği taktirde en başta karmaşıklığa ve sonrasında ise kaynakların boşa harcanmasına neden gelen sorunların bir çoğu teknoloji gelişmeler ve uzmanlaşmalar neticesiyle hastaların tedavi etme aşamalarında ortaya çıkmıştır. Doktorlar sadece hastaları değil hastane yer alan ekipmanları, ameliyathaneleri ve teknoloji araçlarını hatta sağlık personelini dahi paylaşırlar. Bu paylaşım değerleri kaynaklarının istenilen seviyede olmaması durumunda sorunları beraberinde kapsamda bir diğer önemli çalışma olarak görülebilecek Yıldırım ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmalarıdır. Bu çalışmaya göre İstanbul’daki hastanelerde çalışan genç 21-30 yaş aralığında hemşire ve doktorların işbirliği puan ortalamasının oldukça yüksek olduğu, 55 yaş üzerindeki sağlık çalışanlarının ise genç çalışanlara göre işbilirliği yapma ortalamalarının düşük olduğu fakat istekli olduklarını sonuçları ortaya çıkmıştır. Bir diğer dikkat çekici sonuç ise orta yaş aralığını ifade eden 31-50 yaş kapsamındaki grubun ise işbirliğin de azalmaların olduğu ortaya Açısından İletişim Kaça Ayrılır?Sağlık personeli ve hasta arasındaki ilişkinin dört farklı kategoride değerlendirilebilir. Bunları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür Paternalistik babacıl olarak ifade edilebilir, Bilgilendirici inlformative, Yorumlayıcı interpretive ve diğeri müzakereci deliberative olarak Arasında Sorun Nasıl Çıkar?Meydana gelen sorunların birçoğu teknoloji gelişmeler ve uzmanlaşmalar neticesiyle hastaların tedavi etme aşamalarında ortaya çıkmıştır. Doktorlar sadece hastaları değil hastane yer alan ekipmanları, ameliyathaneleri ve teknoloji araçlarını hatta sağlık personelini dahi paylaşırlar. Sorunlar ağırlıklı olarak buralardan ortaya Arasındaki Sorunlar Nasıl Çözülür?Hastanın yetersiz bilgilendirilmesi, terminolojik terimlerin çoğunluğu, dinlenememe, yoğunluğa bağlı zaman azlığı şeklinde diğer sebepler olarak gösterilebilir. İstenilen seviyede bir ilişkinin varlığında söz edilebilmesi için hem doktorların hem de hastaların olumlu katkılarının olması gerekir. Bu katkıların başında ilgili olma, sabırlı ve hoş görülü davran, herkese eşit davranma, güven duygusu sağlama, yardım edici davranışlar gösterme sağlık meslek mensubu ve diğer çalışanların Sağlıklı İletişim sağlık kurumlarında iletişim hasta-hekim iletişimi Sağlık Personeli ve Hasta İletişimi Nasıldır Sağlık Personelinin Birbiriyle İletişimi Nasıl Olmalıdır Hastalar Açısından İletişim Kaça Ayrılır
Sağlıklı beslenme kavramını son yıllarda çokça duyuyoruz. Hatta televizyonlarda, sosyal medyada uzmanlar üzerinde çok duruyorlar. Aslında durmakta da haklılar. Özellikle en yakın hastaneye gidip baksak yanlış beslenmeden kaynaklanan kanser türü, diyabet, obezite ve birçok hastalıkla boğuşan insanları görebilirsiniz. Biz de siz değerli okuyucularımız için sağlıklı beslenmek ve sağlıklı yaşamakkonusunda önemli bilgiler vermeye çalışacağız.✅ İlk olarak kişinin beslenmeden zevk alması gerekir.✅ Beslenmede çeşitliliğe özen gösterilmeli.✅ Tam tahıllara yeteri miktarda yer verilmeli.✅ Bol miktarda sebze ve meyve tüketilmeli.✅ Yağ tüketimi olabildiğince azaltılmalı ve mutlaka sağlıklı yağlar tüketilmelidir.✅ Şeker ve şekerli besinlerden kaçınılmalı.✅ Tuz tüketimi azaltılmalı.✅ Bol bol su tüketilmeli.✅ Hareketli bir yaşam tarzı benimsenmeli.✅ Sağlıklı bir vücut ağırlığına sahip olunmalı.✅ Günün en önemli öğünü olan kahvaltı kesinlikle Ve Yeterli Beslenme İle İlgili Temel Kurallar✅Günlük besin alımına dikkat etmeniz gerekir. Çünkü fazla alınırsa şişmanlığa, az alınırsa zayıflığa ve yetersiz beslenmeye sebep olur. Bu nedenle yediğiniz besinlerin miktarlarına çok dikkat etmelisiniz.✅ Düzenli beslenin, ara öğünleri atlamayın. Günlük beslenmenizin ortalama 4-6 öğünden oluşmasına özen gösterin. Unutmayın, üçten az öğün yetersiz beslenmeye, altıdan fazlası da obeziteye yol açar.✅ Günlük 2-3 litre su tüketmelisiniz. Ayrıca, diğer sıvı içeceklerden de tüketmeye de özen gösterin. Tabi ki kola vs. zararlı içecekler yerine ev yapımı ayran limonata gibi… ✅ Beslenmenizde çeşitliliğe özen göstermeniz gerekir. Vücut karbonhidratlar, yağlar, proteinler, vitaminler ve minerallerle birlikte 50’ye yakın çeşitlilikte besine ihtiyaç duyar. Tek bir besinle bu çeşitliği sağlamak mümkün değildir. Örneğin, Et demir ihtiyacını, süt kalsiyum ihtiyacını, sebze ve meyveler liflerle vitaminlerden, bulgursa B1 ve B2 ihtiyaçlarını karşılarlar.✅ Tuz tüketimini gözden geçirmenizde fayda var. Çünkü tuz fazla tüketildiğinde ileri yaşlarda yüksek tansiyona yol açar. Bu yüzden de tuzla aranıza mesafe tadına bakmadan tuz atmayın, tuz yerine baharat tercih edin.✅ Şeker ve şekerli ürünlerden uzak durun. Şekerin vücuda salgıladığı kalori çok olduğu için fazla tüketildiği takdirde obeziteye ve diş çürümesine neden olur.✅ Sebze ve meyve tüketimini mevsiminde yapmalısınız. Yani yazın domatesi, karpuzu, kavunu; kışında havucu ve portakalı bol miktarda tüketin.✅ Yağın tüketimi azaltın. Yemeklerde katı yağ yerine zeytinyağı, ay çiçek, mısır özü, fındık ve kanola gibi yağları tüketin. Kızartmalardan kaçın çünkü kızartma yaparken yüksek ısı da yandığı için yağlar kanser olma riski de son derece yüksektir.✅ Bol miktarda sebze ve meyve tüketmeye çalışın. Özellikle meyveler ve sebzeler düşük kalori içerdikleri için obeziteye; zengin lif içerdiklerinden dolayı da kanser ve kabızlık dahil bir çok bağırsak rahatsızlıklarından tutunda pek çok çeşitli aktif öğelerinden dolayı da bazı kanser türlerine ve kalp-damar rahatsızlıklarına karşı koruma sağladıkları görülür. Bundan dolayı her gün 2-3 orta boy meyve, 3-4 porsiyonda çiğ ya da pişmiş sebze tüketmeniz gerekir. Özellikle yeşil, turuncu, sarı ve kırmızı renktekileri tercih etmelisiniz. Koyu yeşil yapraklı sebze türleri, havuç, turunçgiller, kayısı, böğürtlen, ahududu, kırmızılahana, kızılcık, kırmızı pancar, kırmızıbiber, brokoli ve siyah üzüm ve domates tüketmeniz gereken başlıca sebze ve meyve türleri arasında yer alır.✅Gelelim ekmek seçimine; bilindiği üzere temel besinlerimizden biri de ekmektir… Kesinlikle ekmekte doğal beyazlatılmayan, kepeği ayrılmayan undan yapılanları tercih edin. Doğal undan yapılan ekmek, makarna, erişte gibi besinler pek çok vitamin, lif ve minerali doğal olmayanlara göre daha çok içinde barındırır. Özellikle kalp damar hastalıklarına, obezite, kabızlık ve kansere karşı son derece koruyucudurlar. Tavsiye Yazı- Sağlıklı Beslenme Önerileri Sağlıklı Beslenme Nedir, Nasıl Olmalıdır?
sağlıklı beslenme ile ilgili bilgilendirici yazılar