İKİ KARDEŞ HİKAYESİ. İki erkek kardeşin hikayesi, birlikte çalıştıkları babalarından kalma çiftlikte geçiyordu. Kardeşlerden biri evliydi ve beş çocuğu vardı. Diğer kardeş ise bekardı. Her günün sonunda iki kardeş ürünlerini ve kârlarını eşit olarak bölüşürlerdi. – Ürünümüzü ve kârımızı eşit
Şubat 12, 2016. Bu olayın kahramanları kurgusal değildir. Yani gerçek yaşanmış bir aşk hikayesi okuyacaksınız Seni Sevmekten Hiç Vazgeçmedim. Ayşe ile Hasan diyelim biz bu iki aşığa Hacettepe Üniversitesi'nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okurken tanıştılar. Esas oğlan bazı derslerden kalmıştı ve alt
Kaybettiğiniz İlhamla Sizi Yeniden Buluşturacak 20 Umut Dolu Başarı Hikayesi. Favorilerinize Ekleyin. 2016 hepimiz için çok zor, çok sancılı geçti. Yepyeni bir yılın bu ilk iş haftasında, Onedio'da geçen yıl sizler için derlediğimiz birbirinden güzel başarı hikayelerinden bir seçki oluşturalım; ve bu güzel öykülerle
Ders Veren Hayat Hikâyesiyle 10 Maddede Turia Pitt. Yaşadığı talihsiz olay ile tüm hayatı değişen Turia Pitt ’in kelime darağacında “şansızlık” ve “engel” gibi kelimelere yer yok. İşte Turia Pitt’in hepimizin ders çıkaracağı hikâyesi:
Karbeyaz kanatlı leylek yaşlı haliyle dönmüş sevdiğine ama artık çok geçmiş yinede o oradan ayrılmamış oda prenses Orkis'in kendini rüzgara bıraktığı yerde yok olmuş. Rivayete göre , iki sevgili orada geceleri aşklarını yaşarlarmış.Aşk simgeleride Orkide Çiçeği olmuş. Etiketler: Orkide çiçeginin hikayesi.
Komşulukilişkilerine ve insanlığa önem veren bir zat, tanıdığı bir sağıra, komşusunun hasta olduğunu haber verdi. Bunun üzerine o sağır, komşusunun hatırın sorması gerektiğini, fakat bu sağır kulakla nasıl yapacağını düşündü. Kendi kendine, ”İnsan hasta olunca sesi de zayıflar. Komşudur gitmek lazım.
qhQlM. Haberler > Her Birinden Ayrı Ders Çıkaracağınız 16 Bilgelik Hikayesi - 0059 1. Han ve Yolcu Günlerden bir gün, zamanın ünlü bir bilgesi hükümdarın sarayının kapısına geldi. Muhafızların hiçbirisi saygıları nedeniyle onu durdurmaya çalışmadı. Bilge, sonunda hükümdarın tahtında oturduğu odaya girdi. Ziyaretçisini hemen tanıyan kral saygıyla ayağa kalkıp sordu“Ne istiyorsun? Sana nasıl yardım edebilirim?” “Bu handa uyuyacak bir yer istiyorum” cevabını verdi bilge. “Ama burası han değil ki” dedi kral hafif kızgınlıkla, “Benim sarayım.” “Sorabilir miyim Senden önce bu sarayda kim yaşıyordu?” “Babam. O öldü ama.” “Ondan önce kim yaşıyordu?”“Büyükbabam. O da öldü.” “O zaman burası insanların kısa bir süreliğine gelip kaldığı, sonra da terk edip gittiği bir yer demek ki. Neden ona han demeyeyim? 2. Deneyim 60’lik ünlü ressam, bir lokantaya girer. Gerçi cebinde parası yoktur ama aldırmaz. Lokantacıya yapacağı portresine karşılık yemek yemek istediğini söyler. Güzelce karnını doyurur. Sonra bir çırpıda lokantacının portresini çizerek masaya bırakır. Kalkarken adam gelir, resme bakar, beğenir.“Güzel ama” der lokantacı “Bir dakikada yaptınız bunu, oysa bir saattir yiyorsunuz”.Ressam“Bir dakika değil, 60 yıl ve bir dakika” diye karşılık verir. 3. Dilenci ve Turgenyev Büyük Rus yazarı Turgenyev, soğuk bir akşamüstü evine doğru yola çıkmış. Yolda bir dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerini kurcalayan Turgenyev, ne yazık ki hiç para bulamamış. Bunun üzerine kendisine uzatılan soğuk elleri kendi elleriyle ısıtarak'Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok' 'Verdiniz ya efendim' demiş. 'Bana kardeşim dediniz.' 4. Thales'ten Bir Öğüt Biri Thales’e sorar;'Sana göre dünyada biricik devamlı olan şey nedir?''Ümit' diye cevap verir düşünür. 'Zira bizi en son bırakan budur.''Peki, öyleyse en kolay olan şey nedir?' diye sorulunca,'Başkasına nasihat vermek' diye karşılık verir. 5. Deniz Yıldızı Bir adam okyanus sahilinde yürüyüş yaparken, denize telaşla bir şeyler atan birine rastlar. Biraz daha yaklaşınca bu kişinin, sahile vurmuş deniz yıldızlarını denize attığını fark eder ve;'Niçin bu deniz yıldızlarını denize atıyorsun?' diye sorar. Topladıklarını hızla denize atmaya devam eden kişi; 'Yaşamaları için' yanıtını verince, adama şaşkınlıkla'İyi ama burada binlerce deniz yıldızı var. Hepsini atmanıza imkan yok. Sizin bunları denize atmanız neyi değiştirecek ki ?' bir deniz yıldızı daha alıp denize atan kişi,'Bak onun için çok şey değişti,' karşılığını verir... 6. Büyük İskender'in Aristo'ya Mektubu Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazıp sorar'Zaptettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?'1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?Aristo’dan cevap gelir1- Sürgünde toplanıp sana karşı Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını çözüm olarak şu tavsiyede bulunurİnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin. Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin. Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın! 7. Alışkanlıklar Bir bilgenin öğrencileri bir gün sormuşlar'İnsanlar neden kötü alışkanlıkları daha kolay ve iyi alışanlıkları daha zor edinirler? Neden iyi alışkanlıklarını uzun süre muhafaza 'edemiyorlar?Yaşlı bilge'Peki ben size şöyle bir soru sorayım Eğer iyi tohumu güneşte bırakırsak ve kötü, çürümüş tohumu toprağa gömersek ne olur sizce?' demiş.'İyi tohum kuruyacak güneşte, kötü tohum ise hastalıklı filizler verecekve sağlıklı bir meyve oluşmayacak' diye cevaplamış devam etmiş'İnsanlar da bu şekilde davranır İyilikleri ruhlarında saklayıp filizlerinibüyütmektense açığa çıkarıp kayıp ediyorlar. Diğer yandan da günahlarını ve kötü taraflarını başkalarından saklamak için içlerinde gizliyorlar. Onlar orada büyüyüp insanı kalbinden yok ediyorlar... Ancak siz, bilge olun...' 8. Mutluluğun Sırrı Bir genç bir zamanlar mutluluğun sırlarını öğrenmek istemiş. Birbilge aramış. Sormuş, soruşturmuş falanca kişidir demişler. Ayrıca kırk günlük mesafedeki bir köşkte yaşadığını da öğrenmiş. Üşenmemiş, yola çıkmış ve bilgeyi bulmuş. Bilge, onu bir güzel ziyafetle ağırlamış, isteğini sormuş'Mutluluğun sırrı” demiş delikanlı ” bana bunu öğret.”Bilge bu sırrı vermeyi kabul eline bir kaşık vermiş, iki damla sıvı yağı da kaşığın içine koymuş.“Köşkümü bir güzel gezeceksin ancak bu yağı dökmeyeceksin” sarayı geziyormuş ama gözü devamlı kaşıktaymış. Dönmüş gelmiş. Bilge sormuş.“Salondaki Acem halılarını gördün mü, kütüphanedeki şömineyi fark ettin mi, bahçedeki gülleri gördün mü?” şeklinde bir yığın ayrıntı sormuş. Utanan delikanlı, hiçbir şey görmediğini itiraf etmiş. Çünkü sadece yağa şöyle demiş;“Öyleyse git şimdi daha dikkatli olarak köşkümün harikalarını gör. Oturduğu evi tanımadan o insana güvenemezsin”.İçi rahatlayan delikanlı, kaşık elinde gördüğü her şeyi hafızasına adeta kazırcasına dikkat etmiş, gördüklerini bir güzel sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede? diye bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu bilgesi demiş ki;“Mutluluğun sırrı, dünyanın bütün harikalarını görmektir ama iki damla yağı unutmadan”. 9. Kuyu Günlerden bir gün, köylerden birinde bir çiftçinin eşeği kör kuyuya düşer. Eşek saatlerce acı içinde kıvranır ve bağırır. Sesini duyan sahibi gelip baktığında zavallı eşeği kuyunun dibinde görür. Çaresiz çiftçi köylüleri yardıma çağırır. Köylüler kör kuyudaki eşeği kurtarmak için ne yapacaklarını düşünürler ama sonuçta onu kurtarmanın imkânsız olduğuna ve bunun için çalışmaya değmeyeceğine karar verirler. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir. Herkes ellerine aldığı küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkerek dibe döker. Bir süre sonra ise ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselir ve sonunda yukarıya kadar çıkar. Köylüler kuyudan dışarı çıkan eşeğe çok şaşırır. İşte hayat da bazen bizim üzerimize yüklenir ve üzerimiz toz toprakla örtülüyormuş gibi olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Kör kuyuda olsak bile… 10. Mertlik Geçmişin büyük bilginlerinden biri, yorgun bitkin bir halde uzun bir yolculuktan dönmüş, ter ve kir ağırlığı da buna eklenmişti. Yurduna yuvasına kavuşan bilginin ilk işi hamama gidip kendisine en fazla rahatsızlık vermiş olan kir ve terden kurtulmak oldu. Hamamda kendisini yıkayan tellak görgüsü kıt biriydi. Yıkanma kesesine dolan avuç avuç kirleri suya tutacağına 'Ne kadar kirlisin' der gibi bilgin zatın önüne yığıyordu. Keseleme işi devam ederken, tellak keselediği şahsın ilim sahibi biri olduğunu öğrenince,'Efendim madem siz derin bir bilginsiniz 'mertlik nedir?' bana açık seçik anlatır mısınız?' dedi. Yıkanmakta olan büyük bilgin tellağa bir incelik dersi vermenin fırsatını yakalamıştı Şöyle dedi'Mertlik, kimsenin ayıp ve kusurlarını yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir' 11. Sevgi Bir gün sormuşlar ermişlerden birine'Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?' Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. 'Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz' diye bir de şart koymuş. 'Peki' demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine 'şimdi' demiş ermiş, 'sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe.' Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. 'Buyurun' deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan 'işte' demiş ermiş, 'kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.' 12. Elma Konfüçyus, bazı insanlara bir şey öğretmenin en iyi yolunun bunu örneklerle göstermek olduğunu biliyordu. Bu yüzden sınıfın tam karşısına geçti. Eline bir vazo aldı, tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde bir elma vardı. Öğrencilerin meraklı bakışları arasında, elmayı vazonun içinde bıraktıktan sonra, vazoyu yere koydu ve şöyle dedi 'Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir.' Çocuklardan biri açıkmıştı, ilk o davrandı ve elini vazonun dar ağzından içeri soktu. Elmayı yakaladı, çıkarmaya çalışıyor, ama başaramıyordu. 'Elimi çıkaramıyorum!' Konfüçyus,'Elmayı sıkı sıkı tutmaktan vazgeçmediğin sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır,' dedi. Çocuk elmayı elinden bırakmak istemiyordu; ama sonunda zorunlu olarak bıraktı. Elini vazodan çıkardığında, yüzünde şaşkınlık okunuyordu. Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda sizin bir fikriniz var mı? Konfüçyus, vazoyu yerden alıp ters çevirdi. Elma vazonun içinden yuvarlanıp avucunun içine düştü. Çocukların hepsi gülmeye başladı. Aslında o kadar basit bir şeydi ki bu! Konfüçyus, 'Fakat bu, göründüğü kadar basit değil,' dedi. Elmayı havada tutuyordu konuşurken. 'Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek, zor bir iştir. Onu bırakabilmek de bir beceridir. Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız, o zaman onu özgür bırakmalısınız. Eğer yanlış bir şey yapıyorsanız, o zaman buna son vermelisiniz. Eğer kendinize ve başkalarına karşı dürüst davranmıyorsanız, bu hilekarlığı hemen durdurmalısınız. İşte, ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz. 13. İnsanı Düzeltmek Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra, pazar sabahı kalktığında keyifle eline gazetesini aldı ve bütün gün keyif yapıp evde oturacağını hayal ediyordu. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu parka götürecekti onu, ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzattı- 'Eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim!' Sonra düşündü 'Oh be, kurtuldum! En iyi Coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez!'Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi- 'Babacığım, haritayı düzelttim. Artık parka gidebiliriz!' önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu ibretlik açıklamayı yaptı- 'Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti!' 14. Kader Nobugara adlı bir general kendi güçlerinin düşmandan kat kat zayıfolmasına karşın saldırı kararı almıştı. Kendisi zaferden emin olduğu halde askerleri şüphe üzerindeki bir Shinto tapınağının önünde durdular. General “Birsüre tapınağa çekilip Karnilerden yardım dileyeceğim. Sonra da yazı tura atacağım. Yazı gelirse kazanırız, ancak tura gelirse kaybedeceğizdemektir. Artık kaderin elleri arasındayız.” deyip tapınağa girdi. Birsüre dua eden Nobunaga dışarı çıktı ve eline madeni bir para alıp havaya attı. Yazı gelmişti. Askerlerin morali düzeldi. Savaşçılar kazanacaklarını bilerek tüm güçleriyle zafere koştular ve şaşılacak bir süre içinde düşmanı sonra yaveri generalin yanına gelip heyecanla “Demek ki kimse kaderi değiştiremezmiş. İşte bunu ispatladınız.”General elinde tuttuğu hileli parayı göstererek sadece “Kim bilir?”demekle yetindi. 15. Gölge Etme Başka İhsan İstemem Diyojen, İskender’e ayağa kalkmadı. Hiç istifini bozmadı. Binlerce insan, İskender geliyor diye kırılıp geçiyorken o, yerinden kımıldamadı bile. “Sen ne yapıyorsun, gelenin kim olduğunu bilmiyor musun?” tartakladılar. İskender “Durun, dokunmayın!… 'Görmüyor musun? İskender geliyor diye insanlar yerlere yatıp kalkıyorlar. Sen yoksa İskender’i tanımıyor musun?” dedi. Diyojen “Tanıyorum, iyi tanıyorum ve sizi de iyi biliyorum” diye cevap verdi. İskender “O halde söyle! Kimim, ben?” Diyojen “Bendemin bendesisin esirimin esirisin” dedi. İskender sarsıldı. Yerinde duramadı ve atından indi. “Ne demek bu?” dedi. Diyojen “Sen, toprak için insan öldürüyorsun. Dünya benim esirim, kölem. Sen de benim köleme köle olmuşsun. Kim kime ayağa kalkacak?” dedi. İskender bunu kabullendi. Diyojen’in büyük bir filozof olduğunu anladı ve dedi ki “Dile benden ne dilersen!” Diyojen “Gölge etme başka ihsan istemem.” 16. İyi ve Kötü Yaşlı kızıldereli reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve 12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık. O merakla, sordu dedesine Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.– “Onlar” dedi, “benim için iki simgedir evlat.”– “Neyin simgesi” diye sordu çocuk.– “İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları. Çocuk, sözün burasında; mücadele varsa, kazananı da olmalı’ diye düşündü ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi– “Peki” dedi. “Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.– “Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!”
Eski zamanlarda Dünya’nın ıssız bir köşesindeki bir ada da birbirlerinden habersiz dört ayrı kabile bulunuyordu. Bu kabileler adaya çok uzun zaman önce gelen bir adam aracılığıyla ateş ile geç de olsa tanışmışlardı. Bir bilge ve öğrencileri bu adayı incelemek amacıyla gezi düzenlemişlerdi. Bir gemiyle İki keşiş nehir boyunca giderken, nehrin karşısına geçmek için yardım bekleyen bir kadına rastlamışlar. Kadın yüzme bilmiyormuş ve bu yüzden çok korkuyormuş. Keşişlerden genç olanı kadına yardım edemeyeceklerini çünkü inançları gereği kadınlarla temas kurmalarının yasak olduğunu söylemiş. Fakat kesişlerden yaşlı olan, genç kadına yardım Taoizmin kurucusu, Çinli filozof, yaşlı filozof olarak da bilinen Lao Tzu dan bir öykü Efendim köyde yaşlı, çok fakir bir adam varmış. Ama kral bile onu kıskanırmış. Çünkü dillere destan bir beyaz atı varmış. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama Uzakdoğu’da bir budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik; anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak, çan veya Konfüçyüs, öğrencilerine ders veriyordu. Sınıfa elinde dar uzun bir vazo ile geldi. Tüm öğrencilerin görebileceği şekilde vazoyu havada tuttu. Diğer elinde de bir elma vardı. Elmayı vazonun içinde koyduktan sonra, vazoyu yere bıraktı ve şöyle dedi; – Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı alabilir. Mısır ülkesinde İslamiyet’ in ilk dönemlerine ünlü sufi bilge Dhu Nun yaşarmış. Dhu Nun ve diğer bilge sufiler hakkında genç cahil bir adam bilip bilmeden ileri geri konuşuyormuş. Dhu Nun adama küçük bir ders vermek için genç adamı yanına çağırmış. Parmağındaki yüzüğü çıkarıp adama Hindistan’da renklerin ustası anlamına gelen Ranga Guru adı verilen çok ünlü bir ressam varmış. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış, son resmini yaparak Ranga Guru’ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Rangu Guru ise; – Sen artık ressam sayılırsın Racaçi Hintli Bir usta, çırağının mutsuz bir şekilde devamlı her şeyden şikayet etmesinden usanmıştır. çırağına bir ders vermek ister ve çırağını tuz almaya gönderir. Çırak, tuz almaya beni niye gönderdi diye şikayet ederek döner. Usta, bir avuç tuzu bir bardak suya atıp karıştırıp, içmesini söyler. Zen ustası olmak için on yıldır eğitim alan Budist rahip artık hazır olduğuna inanıyordu. Yağmurlu bir günde ünlü üstadı Nan-in’i ziyarete gitti. İçeriye girdikten sonra öğretmeni Nan-in Budist rahibe sordu – Şemsiyeni ve ayakkabılarını kapının dışında mı bıraktın? – Elbette, gittiğim her yerde dışarda Konfüçyüs bir süre için şehrin yönetiminde görev alır ve yedi gün sadece şehirde olanları izler. Yedinci gün şehirdeki en yüksek memur Shao-Cheng’i görevden alır. Bu davranış üzerine öğrencileri çok şaşırırlar, yanına giderler ve sorarlar – Shao-Cheng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Şehrin Ünlü Yunan filozof Sokrates her nasılsa bir ev yaptırmış Eş dost merak etmiş nasıl bir ev diye, görünce evi, kimse dememiş güzel olmuş diye… Başlamışlar kusur bulmaya Kimi içini beğenmemiş, kızmayın ama şanınıza layık değil odaları demişler. Kimi cephesine laf etmiş Karşıdan görünüşü çirkinmiş.
Dini hikayeler, ibretlik dini hikayeler, kıssadan hisse, kısa hikayeler, hikayeler kısa , 5 6 yaş için kısa dini hikayeler burada. Hayat, akış içerisinde aslında dikkat etmek gerektiğini bizlere her zaman göstermektedir. Bununla alakalı olarak Hz. Ali ile karıncanın oldukça güzel... Devamını Oku İbretlik dini hikayeler, ders veren ve ders alınacak kısa dini hikayeler burada. Peygamberimizin güzel sözleri ve öğütleri “Bir gün Rasûlüllah yanına bir adam geldi ve şöyle dedi – Yâ Rasûlallah! Ben, seni kendi canımdan ve ailemden daha çok seviyorum.... Devamını Oku Hz. Musa ve Çoban Mevlânâ Mesnevîsinde ve Çoban hikayesini anlatırken Hz. Musa’nın kendi hâlinde ve kendince Allah’la konuşan bir çobana rastlamasıyla başlayan hikâyesini şöyle kurgular Hz. Musa dağları dolanırken bir çobana rastladı. Çoban, dizüstü çökmüş, ellerini semaya açmış... Devamını Oku
Hayat Dersi yaşanmış gerçek olayları anlatmaktadır! Hikaye gerçek olup sahneler dersi dizisi gerçek mi soruları bizim blogumuzda da aşırı şekilde artmış BLOG SADECE FAN SİTESİDİR RESMİ BİR SİTE ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİMKİ HAYAT DERSİNİN BAŞLANGICINDA KİŞİLERİN VE KURUMLARIN TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ OLDUĞUNU GİZLİ KAMERA YAZISI GERÇEK DEĞİL, CANLANDIRMA VAR. TAHMİNİMCE YAPIMIN AKIŞININ SAĞLANMASI İÇİN GİZLİ KAMERA YAZISI KONULUYOR VE BİRAZ DAHA GERÇEĞE YAKIN OLMASI Dersi yaşanmış gerçek olayları anlatmaktadır. Hikayenin tam aktarılabilmesi için oyuncular kullanılmaktadır, aynı boşanmak istemiyorum gibi..
Ekranlarda gördüğünüz o ulaşılmaz ve ihtişamlı ünlülerin bilinmeyen trajik hikayeleri... 1/24 Günümüzde bildiğimiz ve sevdiğimiz pek çok ünlü, yıllarca yoksulluk çekerek ve zorluklara katlanarak bu noktaya geldiler. İşte ünlülerin ilham veren yaşam hikâyeleri... 2/24 Sarah Jessica Parker, Sex and the City adlı TV dizisinde şöhret kazanan Sarah Jessica Parker, önceki hayatını şöyle anlatıyor. "Yoksul olduğumu hatırlıyorum. 3/24 Bu yoksulluğu saklayacak bir yol yoktu. Bazen elektriğimiz olmuyordu bazen bazen doğum günlerimiz...Faturaları ödeyemiyor, telefon şirketi çağırıyor ve "Telefonlarınızı kapatıyoruz" derdi. Bu geçmişten kaçmayı başaran Parker, bugün 90 milyon dolarlık şaşırtıcı servete sahip. 4/24 Demi Moore Hollywood'un en sevilen oyuncularından biri olan Demi Moore da şanslı bir çocukluk geçirmedi. Alkolik bir anne ve üvey babasıyla yaşamak zorunda kaldı. 5/24 Moore ortaokul yıllarında okulu bıraktı. 16 yaşındayken tüm olumsuzlukların üstünde yükselmeye ve modelleme konusunda kariyer yapmaya karar verdi. Daha sonra tiyatro dersleri aldı. 6/24 Moore'un şu anki net değerinin 150 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. 7/24 Jim Carrey Bu komik adamın aslında trajik bir hikayesi var. Kanada doğumlu oyuncunun hayatı babası işini kaybedene kadar iyiydi. 8/24 Carrey'nin ailesi evlerini kaybettiğinde bir minibüste yaşamak zorunda kaldılar. Aktör, ailesini desteklemek için güvenlik görevlisi ve kapıcı olarak çalıştı. 9/24 Ancak Carrey, daha büyük şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Maske, Salak ile Avanak, Baş Belası gibi komedi hitleriyle şansı döndü. Jim Carrey'in şu anki net değeri 150 milyon dolar. 10/24 Leonardo DiCaprio da yaşamın zorluklarıyla mücadele edenlerden. Aktör, uyuşturucu, yoksulluk ve şiddet gördüğü bir semtte yaşıyordu. 11/24 Kendisi zaman zaman o mahalleye giderek kendi gerçeğini görmeyi tercih ediyor. DiCaprio'nun şu anki net değerinin 245 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. 12/24 Tom Cruise Olağanüstü bir oyunculuk yeteneği olan Tom Cruise, 470 milyon dolarlık bit servete sahip. Cruise, erken yaşlarda başarı elde edebilmek için şanslı olmasına rağmen işler yolunda gitmedi. 13/24 Annesi ve babası, 11 yaşındayken boşandılar ve annesi sadece faturalarını ödemek için dört iş yapmak durumunda kaldı. 16 yaşındayken katıldığı bir okul projesiyle inanılmaz kariyeri başlamış oldu 14/24 JK Rowling Bir insanın hayatı bir gecede nasıl değişir? Cevabı JK Rowling. Yalnız bir anne olarak geçinmek, depresyonla mücadele etmek zorunda kaldı. Harry Potter eserini farklı kafelerde bebeği ile yazdığında hayatının en dip noktasındaydı. 15/24 Çocuk kitaplarıyla para kazanamayacağını düşünen Rowling, Harry Potter kitap serisiyle zengin oldu. Bugün kitaplar ve film sayesinde 1 milyar dolarlık net bir değere sahip. Ayrıca, 2017 yılında, Dünyanın En Yüksek Ücretli Yazar unvanını aldı. 16/24 Oprah Winfrey Oprah, bekar bir genç anneye sahip fakir bir ailenin içerisindeydi. 6 yaşına kadar büyükannesi ile yaşadı. 17/24 Oprah yalnızca yoksulluk çekmedi aynı zamanda fiziksel ve cinsel şiddete de maruz kaldı. 18/24 Ancak her şeyin üstesinden gelmeye karar verdi okul sonrasında yerel bir radyo istasyonunda çalışmaya başladı. Bugün Oprah Winfrey'in servetinin değeri milyar dolar. 19/24 Hilary Swank Bir film yıldızı ve 2 kez Oscar ödülü alan bir aktris olmadan önce yoksulluğun zorluklarına katlanmak zorunda kalan Swank'ın babası annesinden ayrıldı. 20/24 Daha sonra annesi işten atıldı ve 3 çocukla daha iyi şartlar bulabilmek için Kaliforniya'ya taşınmaya karar verdiler. 21/24 Orada, bir arabada yaşamak zorunda kaldılar çünkü bir dairede kalacak paraları yoktu. Hayatta kalabilmek için ilginç işler yapıyorlardı. Bugün, Swank'ın servetinin değeri 40 milyon dolar. 22/24 Chris Pratt, evsiz olarak yaşadı. Üniversiteden ayrıldıktan sonra, Hawaii'ye taşındı. 23/24 Orada bir minibüste yaşadı, çadırda yattı. İlk rolü bir garsonu oynamaktı şimdiki değeri ise 21 milyon dolar. 24/24
ders veren gerçek hayat hikayeleri